Hayat, sadece yaşamak değil, onun tadını çıkarmak ve her anını değerlendirmek demektir. Son yıllarda, yapılan araştırmalar ve uzun yaşam sırlarını araştıran belgeseller sayesinde sağlıklı yaşam, diyet ve düzenli egzersiz gibi faktörlerin önemi sıkça vurgulanıyor. Ancak, 100 yaşına basmış iki kadın, uzun yaşamın asıl sırrını bambaşka bir perspektiften anlatıyor. Bu kadınların deneyimleri, yaşam tarzı seçimlerimizin ötesinde, zihinsel ve duygusal sağlığın da unutulmaması gerektiğini hatırlatıyor.
Jackie ve Edna, 100 yaşına basan iki olağanüstü kadın. Bu kadınlar, sadece uzun değil, aynı zamanda sağlıklı bir yaşam sürdü ve bunu sıradan yaşamlarından gelen özel bir felsefeyle başardılar. Jackie, 1923 yılında New York’ta doğdu; Edna ise Chicago’da dünyaya geldi. İkisi de hayatlarının büyük bir kısmını aynı şehirlerde geçirdi ve birbirlerini tanımadıkları halde, hayatları paralel deneyimlerle şekillendi. 100 yıllık süre zarfında minnacık stres faktörlerinden büyük mutluluk anlarına, her şeyi yaşamaktan vazgeçmeyen bu kadınlar, dostluğun hayatlarına kattığı değerin altını çiziyorlar. "İyi arkadaşlıklar ve aile bağları, hayatta kalmanın en büyük sırrıdır" diyor Jackie.
Jackie ve Edna, neredeyse her gün sabah yürüyüşü yapıyorlar. Ancak, bu yürüyüşlerin ardında bir diyet veya sıkı bir egzersiz programı yatmıyor. Onların en çok öne çıkan ortak noktası, her zaman eğlenceli ve neşeli bir zihniyete sahip olmaları. "Bize mutluluk veren şeyleri yapmaya odaklanmalıyız; bu da insanları sevmek ve sevilmektir," diyor Edna. Bu iki kadın, hayatlarında birçok zorluk atlattı; kişisel kayıplar, hastalıklar ve yaşlılıkla birlikte gelen zorluklar. Ama her seferinde, sevdiklerinin yanlarında olmasının verdiği güçle bu zorlukların üstesinden geldiler.
İstikrarlı bir diyet veya egzersiz programı yerine, hayatlarının her aşamasında sanat, müzik ve sosyalleşme gibi etkinliklere katılmaya özen göstermişler. Edna, yaşamının çoğunu resim yaparak geçirdi. "Sanat, bana hayatın güzel yanlarını gösterdi ve her fırça darbesinde kendimi yeniden buldum," diyor. Jackie ise müzikle içinde bulunduğu durumu güzelleştirerek sosyal hayatının en temel parçası haline getirmiş.
Jackie ve Edna'nın uzun yaşam felsefesi, insanları sevmek ve onları hayatlarında tutmak üzerine kurulmuş. İkisi de sevdiklerinin yanında olmanın hayatlarındaki en değerli şey olduğunu belirtiyor. "Bazen hayatta karşımıza çıkan en zor anlar, bizi şu an burada tutan şeylerdir. Yaşadığınız anın tadını çıkarın ve bunu paylaşacağınız kişileri seçin." diyor Jackie.
Yaşadıkları her an, hayatın ne denli değerli olduğunu hatırlatıyor. İkili, geçmişte yaşadıkları güzel anılara sık sık dönüp bakıyor ve her seferinde kahkahalarla gülüyorlar. Onların söylediği gibi, "Bağlantınızın güçlü olduğu insanlarla anılarınızı paylaşmak, hayatınıza anlam katmaktadır." Jackie ve Edna'nın hikayeleri, bizlere sağlıkla yaşamak için gerçekte neye odaklanmamız gerektiğini hatırlatıyor ve hayatın basit ama etkili sırlarını bulmanın önemini vurguluyor.
Sonuç olarak, uzun ve sağlıklı bir yaşamı hedefleyen herkes için bu iki kadının verdiği dersler, sadece diyet ve egzersiz yerine, zihinsel sağlığa, dostluklara ve hayatın küçük ama özel anlarının tadını çıkarmaya dair önemli bir hatırlatmadır. Unutmayın, sağlık sadece fiziksel bir durum değil, aynı zamanda ruhsal ve duygusal bir yaklaşımdır. Jackie ve Edna gibi sağlıklı bir zihinle, her yaştan daha keyifli bir yaşam sürmek mümkün!