Son yıllarda artan yüksek kiralar, şehir hayatını zor hale getirirken, bazı insanlar bu zorluklarla başa çıkmanın ilginç yollarını bulmuş durumda. İstanbul gibi büyük şehirlerde, yaşam alanlarının giderek daralması, bazı bireylerin ve ailelerin radikal bir karar almasına neden oldu. Artık birçok insan, daha düşük maliyetli alternatifler ararken gökyüzünün altında, suyun üstünde yaşamaya başlayarak “modern göçebe” hayatını benimsemek zorunda kalıyor.
Yüksek kiraların bir sonucu olarak, özellikle büyük şehirlerde yaşayan bireyler, lüks bir daire yerine bir bot almayı ya da kiralamayı tercih etmeye başladılar. Görünüşte sıradan bir çözüm gibi görünse de, bu yaşam tarzı, birçok avantaja sahip. Su üzerinde yaşamak, insanlara özgürlük, doğayla iç içe olma ve var olan kaynakları daha verimli kullanma imkanı sunuyor. Gökçe, 33 yaşında bir grafik tasarımcısı olarak, “Yıllardır İstanbul'da yalıda yaşamayı düşünüyordum ama bu kiralar yüzünden bir bot almak zorunda kaldım. Hem ekonomik, hem de çok daha huzurlu” diyor. Bu yeni hayat tarzı, bireylerin maddi anlamda rahatlamasına yardımcı olduğu gibi, onların psikolojik durumlarını da olumlu etkiliyor.
Botlarda yaşamanın tabii ki zorlukları da var. Örneğin, su yolculukları, özellikle hava koşullarına bağlı olarak bir hayli stresli olabilir. Ayrıca, sınırlı alan, bazı konforları kısıtlayabilir. Ancak modern göçebeler, bu tür zorlukları özveri ve yaratıcılıkla aşıyor. “Evet, bazen elektronik eşyalarımı doğru düzgün yerleştirmek zorlanıyorum ama her gün saatlerce muhteşem bir manzaraya uyanmak, beni bu zorlukları görmezden gelmek için motive ediyor,” diyor Selen, 28 yaşında bir yazılımcı. Bot yaşamını benimseyen birçok insan, küçük ama işlevsel alanlarını minimalist bir şekilde düzenleyerek, hem en iyi şekilde değerlendirmeye hem de hayatı yani doğayı daha iyi deneyimlemeye çalışıyorlar.
Birçok kişi için botlarda yaşama kararı, yalnızca maddi bir zorunluluk değil, aynı zamanda yeni deneyimlerin kapılarını aralayan bir macera olarak görülüyor. 40 bin liraya kadar çıkan kira bedellerinin olduğu günümüzde, bu yaşam tarzı bir alternatif sunuyor. Su ile çevrili bir yaşam, insanları doğayla daha yakın bir ilişki kurmaya yönlendiriyor. Birçok modern göçebe sosyal medyada bu deneyimlerini paylaşıyor, topluluk içinde bu alternatif yaşam biçimini yaygınlaştırıyor.Sonuç olarak, yüksek kira bedelleri ve yaşam koşullarının zorlukları, birçok insanı alternatif ve sürdürülebilir yaşam biçimlerine yönlendiriyor. Botlarda yaşamak gibi özgün çözümler, insanların hayatlarına inovatif bir dokunuş katıyor. Göçebelik, yalnızca bir yaşam alanı değişikliği değil, aynı zamanda yeni bir yaşam felsefesi olarak da kendini gösteriyor. Modern göçebeler, eski kalıpları yıkarak hayata bakış açısını dönüştürüyor ve özgürlüklerini elde etmek için su üzerinde yeni yaşam alanları oluşturuyorlar.